Botoks ve Dolgu

Kategori : Kadın sağlığı

Botoks (Botox ve Disport Uygulamaları) Dolgu Enjeksiyonları, Botoks Operasyonları
Gözenekleri küçük olan kırışık olmayan pürüzsüz, lekesiz ve diri görünümlü deri sağlıklı bir deridir. Cilt kişiden kişiye değişiklik gösterir, kimi daha erken kimileri ise daha geç yaşlanma gösterir. Kırışıklıklar her ne kadar bakınca bir gibi görünse de oluşum şekline göre yüz mimikleriyle oluşan kırışıklıklar (alın ve göz çevresindeki) ve yerçekimi ve cildin sarkmasından ortaya çıkan kırışıklıklar (ağız çevresindeki deri kıvrımları) olarak değerlendirilebilir. Kırışıklıkların hepsini tedavi eden bir yöntem yoktur. Kırışıklığın yerine ve türüne göre değişik yöntemler uygulanmaktadır. Uygulanan yöntemler kimyasal soyma (peeling), mekanik soyma (dermabrazyon-mikrodermabrazyon), lazer, plazmalite tedavisi, botox, sentetik veya doğal dolgu maddeleridir. Cildin daha sağlıklı ve genç görünmesi için, cilt üzerindeki kabarıklıklar giderilmeli (dermabrazyon, peeling, lazer), çöküntüler giderilmeli (dolgu enjeksiyonları), mimik kaslarının kasılmaları engellenmeli yada minimuma indirilmelidir (botox). Bu nedenle bu yöntemler çoğu kez kombine edilerek kullanılmaktadır. Botoks uygulanacak hasta bütün soru ve kaygılarını cerrahıyla paylaşmalı, risklerini öğrenmelidir.

Mimik hareketlerinin sık sık tekrarlanması sonucu ciltte oluşan çizgilenmeler kalıcı hale gelip kırışıklıkları oluşturur. En sık görüldüğü yerler alın, kaşlar arası, göz kenarları ve ağız çevresindir. Alın ve göz kenarlarındaki kırışıklıklar yaşlı bir yüz, kaşlar arasındaki kırışıklıklar ise kızgın bir yüz ifadesi verir. Bu kırışıklıklar kişiden kişiye değişirken, güneşe maruz kalma, mimik kaslarını kullanma sıklığı, yaş ve cinsiyete göre değişmektedir.

Botoks kimileri tarafından yılan zehiri olarak yanlış bilinse de, aslında Clostridium Botulinum adlı bakteriden üretilen bir çeşit toksindir. Bu toksin sinir uçlarında iletimi sağlayan maddelerin salınımını engelleyip, sinir iletimini durdurmaktadır. Bu da sinirin hükmettiği organların fonksiyonları azaltmakta yada durdurmaktadır. Botoks aslında bir ticari marka olup, ilk kullanıldığı için de halk arasında bu toksinin adı olarak kalmıştır. Botoks mimik kaslarının hareketlerinden kaynaklanan kırışıklıkların düzeltilmesinde ve fazla terlemenin azaltılmasında kullanılmaktadır. Kaslardaki hareketlerin azalmasıyla kasın üzerindeki derideki kırşıklık azalmakta ve yüz ifadesi daha iyi bir hal almaktadır. Ter bezlerinde ise sinir uçlarının ter bezlerini uyarmasını engellemekte ve böylece terlemeyi azaltmaktadır. En çok terleyen yerler koltuk altı ve avuç içleridir. Terleme ve dolayısıyla ter kokusu botoks uygulaması sonrası ortadan kalkmaktadır. Botoks dozu çok küçük miktarlarda olduğundan dikkatlice ayarlanmalıdır. Yüzde mimik kaslarının yoğun olduğu yerlere işaretlenerek, terlemede ise hemen cilt altına yapılmalıdır. Uygulamadan 3-7 gün sonra etki göstermeye başlar ve 4-6 ay arası devam eder. Terlemede ise daha uzun etkilidir. Tekrarlanarak uygulamadan randımanlı sonuçlar alınabilir. Eğitim almadan uygulanacak bir ilaç değildir. Yanlış uygulamalar sonucu etkisi tam gösteremeyebilir yada göz kapağı düşüklüğü, ağızdan yiyeceklerin dökülmesi veya yüzde iki taraf arasında farklılık gibi komplikasyonlara yol açabilir. Uygulama esnasında ağrı hissedilebilir. İğne deliklerinin çevresinde şişlik, kızarıklık yada morarma oluşabilir, ancak ertesi güne kadar geçer. Buz uygulaması bu rahatsızlıkları azaltacaktır. Uygulamadan 4 saat sonra yüz yıkanabilir, makyaj yapılabilir yada yatılabilir. İki gün süreyle botoks uygulanan yerlere masaj yapılmamalıdır. Ağır reketlerin azalmasıyla kasın üzerindeki derideki kırşıklık azalmakta ve yüz ifadesi daha iyi bir hal almaktadır. Ter bezlerinde ise sinir uçlarının ter bezlerini uyarmasını engellemekte ve böylece terlemeyi azaltmaktadır. En çok terleyen yerler koltuk altı ve avuç içleridir. Terleme ve dolayısıyla ter kokusu botoks uygulaması sonrası ortadan kalkmaktadır. Botoks dozu çok küçük miktarlarda olduğundan dikkatlice ayarlanmalıdır. Yüzde mimik kaslarının yoğun olduğu yerlere işaretlenerek, terlemede ise hemen cilt altına yapılmalıdır. Uygulamadan 3-7 gün sonra etki göstermeye başlar ve 4-6 ay arası devam eder. Terlemede ise daha uzun etkilidir. Tekrarlanarak uygulamadan randımanlı sonuçlar alınabilir. Eğitim almadan uygulanacak bir ilaç değildir. Yanlış uygulamalar sonucu etkisi tam gösteremeyebilir yada göz kapağı düşüklüğü, ağızdan yiyeceklerin dökülmesi veya yüzde iki taraf arasında farklılık gibi komplikasyonlara yol açabilir. Uygulama esnasında ağrı hissedilebilir. İğne deliklerinin çevresinde şişlik, kızarıklık yada morarma oluşabilir, ancak ertesi güne kadar geçer. Buz uygulaması bu rahatsızlıkları azaltacaktır. Uygulamadan 4 saat sonra yüz yıkanabilir, makyaj yapılabilir yada yatılabilir. İki gün süreyle botoks uygulanan yerlere masaj yapılmamalıdır. Ağır hareketler yapılmamalıdır. Uygulama sonrası ciltteki kırışıklıklar azalmakta ve ciltte daha canlı ve daha genç bir görünüm ortaya çıkmaktadır.

Dolgu Enjeksiyonları

Gözenekleri küçük olan kırışık olmayan pürüzsüz, lekesiz ve diri görünümlü deri sağlıklı bir deridir. Cilt kişiden kişiye değişiklik gösterir, kimi daha erken kimileri ise daha geç yaşlanma gösterir. Kırışıklıklar her ne kadar bakınca bir gibi görünse de oluşum şekline göre yüz mimikleriyle oluşan kırışıklıklar (alın ve göz çevresindeki) ve yerçekimi ve cildin sarkmasından ortaya çıkan kırışıklıklar (ağız çevresindeki deri kıvrımları) olarak değerlendirilebilir. Kırışıklıkların hepsini tedavi eden bir yöntem yoktur. Kırışıklığın yerine ve türüne göre değişik yöntemler uygulanmaktadır. Uygulanan yöntemler kimyasal soyma (peeling), mekanik soyma (dermabrazyon-mikrodermabrazyon), lazer, plazmalite tedavisi, botox, sentetik veya doğal dolgu maddeleridir. Cildin daha sağlıklı ve genç görünmesi için, cilt üzerindeki kabarıklıklar giderilmeli (dermabrazyon, peeling, lazer), çöküntüler giderilmeli (dolgu enjeksiyonları), mimik kaslarının kasılmaları engellenmeli yada minimuma indirilmelidir (botox). Bu nedenle bu yöntemler çoğu kez kombine edilerek kullanılmaktadır. Dolgu maddesi uygulanacak hasta bütün soru ve kaygılarını cerrahıyla paylaşmalı, geçici mi kalıcı mı dolgu maddesi istiyor bunları söylemelidir. Ayrıca hangi tür dolgu maddesi yaptıracaksa risklerini öğrenmelidir.

Ticari kaygılarla çoğu dolgu maddelesi üreticisi veya satıcı firmalar üstün teknoloji kullanarak çalıştıklarından kendi ürünlerinin alerji yapmadığını, kolay uygulandığını, hemen erimediğini iddia ederler. Bunlar ancak kullanıldıktan sonra kişiler gerçekle yüzyüze kalırlar. Aşağıda dolgu yöntemleri ile ilgili bilgiler verilmiştir.

Geçen yıllarla birlikte yerçekimi, güneşin UV ışınları, yüz mimik hareketleri ve sigara cildi olumsuz etkilemektedir. Cildi daha genç ve diri gösteren deri altı dokusu giderek parçalanır ve mimik kaslarının neden olduğu mimik çizgilerinin (gözlerin yan tarafında kaz ayağı) oluşumuna izin verirler. Dolgu maddeleri çizgi ve kırışıklıkları doldurup cilde daha genç ve diri bir görünüm kazandırır. Dolgu maddeleri deri altına verildiğinde, kırışıklıkları ve çöken yerleri doldurur ve dudak ve yanaklara dolgun bir görünüm verirler. Ayrıca çökük görünümlü yara izlerinin altına enjekte edilerek, izlerin belirginliğini azaltırlar. Çene ucu ve alın bombeliği için de kullanılan dolgu maddeleri bu bölgelerin daha dolgun görünmesini sağlarlar. Dolgu maddeleri yüz germe ameliyatları ile birlikte de uygulanabilir. Ağız kenarındaki çok derin çizgilerde (ağız kenarındaki çizgiler) yeterli olmayabilir. Lazer, dermabrazyon, kimyasal deri soyma gibi tekniklerin uygulanması daha faydalı olabilir. Bu üç teknik cildin üst tabakasının soyularak cildin yenilenmesini öngören yöntemlerdir. Çok hareketli yüz mimik kasları yada gevşek cilt dokusundan kaynaklanan derin katlantılar için yüz veya alın germe uygulanırken, daha küçük kırışıklıklar için dolgu maddesi enjeksiyonu ek olarak yapılabilir. Dolgu maddeleri cerrahi yöntemler kadar dramatik düzeltme sağlamaz. Bütün bu sorunlar göz önünde bulundurulursa, tüm seçenekleri size sunabilecek tek uzman plastik cerrahtır. Yapılacak işlem için mutlaka aklınızdaki tüm soruları cerrahınızla tartışıp, açıklığa kavuşturunuz. Diğer yöntemlerle ilgili gerekli açıklamaları içeren yazıları bizde bulabilirsiniz.

Dolgu maddeleri başlıca üç gruba ayrılır:


Biyolojik dolgu maddeleri: Aynı canlının bir yerinden alınıp diğer yerine verilen, yada bir canlıdan diğer canlıya verilen dokulardır.

a. Doku kokteyli: Yüz germe, karın germe, meme küçültme veya yara izlerinin tedavisinde çıkarılan doku ve doku parçalarının karışımından elde edilen doku kokteyli dolgu için kullanılır. Yağ, fasya, ve dermis greftleri en sık kullanılanıdır. Bunlardan en değerlisi dermistir. Küçük parçalara ayrılmış dermis dokusu % 80-90 oranında kalıcı olmaktadır. Yağ enjeksiyonundan daha etkilidir. Çıkarılan parçalardan elde edildiği için son derce kısıtlı kaynağa sahiptir. Vücudun başka yerine yapılan ameliyatta çıkarılan bu parçalar hemen kullanılabilmektedir. Ayrıca çok düşük sıcaklıklarda (-196°) saklama ve sonra kullanma imkanı da vardır. Hastanın kendinden alınan yağ, fasya, dermis, kemik ve kas parçacıkları mikronize edilerek, enjeksiyon ile kırışık yada çökük yerlere yerleştirilmesiyle sonuca ulaşılır. Ancak doku kokteylinin içeriği olan maddelerden yağ dokusunun tutma ve kalıcı olma olasılığı %20-50 arası iken, diğer dokularda bu oran %80-90lara çıkmaktadır. Konulduğu yerde zamanla tekrar mimik hareketleriyle veya yıllarla doku erimesi meydana gelmekte ve diğer vücut dokuları gibi eriyebilmektedir. Bu daha çok kişinin yapısına, yaşına, yaşam şartlarına bağlıdır. Kişinin kendi dokusu olduğundan herhangi bir reaksiyon yaratmayan bu işlemin tek dezavantajı, çıkarılan doku fazlasının saklanmadığı sürece her uygulamada vücudun bir yerinden almak gerekmesidir.

b. Yağ:    Yağ transplantasyonu veya mikro lipoinjeksiyon olarak da adlandırılan bu teknikte, hastanın karın, uyluk, kalça ve diğer yağ içeren vücut bölgelerinden özel kanüllerle yağ alınması ve belli konsantrasyonlarda hazırlanarak yüzde cilt altına enjekte edilmektedir. En sık kullanıldığı yerler çökmüş yanaklar, ağız ve burun çevresi, dudaklar, çene ucunun doldurulması, derideki çökme ve düzensizliklerin giderilmesi, kontor düzensizliklerinin giderilmesi ve alın çizgilerinin silinmesidir. Hem yağ alınacak hem de yağ verilecek alana lokal anestezi verilip, liposuction enstrümanı ile yağ alındıktan sonra, gerekli işlemlerden geçirilip, önceden planlanan alıcı sahaya enjekte edilir. Enjekte edilen yağın yarısı veya daha fazlası 6 ay içinde eridiğinden her zaman gerekenden fazla yağ enjeksiyonu yapılmalıdır. Yüzde geçici şişlik ve yer yer kabarıklıklar oluşturur. Yağ alınan sahada da şişlik ve kızarıklık görülebilir. İşlem geniş bir alanda uygulanmışsa hastalar belli bir süre dinlendirilir. Diğer hastalar işlemden hemen sonra günlük yaşamlarına dönebilir. Şişlik ve morluk geçinceye kadar güneşten korunma önerilir. Bunun için güneş koruyucu krem ve losyonlar önerilmektedir. Yağ enjeksiyonu ile sağlanan dolgunluğun süresi hastadan hastaya değişir. İlk haftalardaki fazla dolgunluk şeklindeki görünüm aslında şişliktir ve birkaç haftada kaybolur. Üç ay geçtikten sonra kalıcı dolgunluk ortaya çıkmaya başlar. Dolgunluk yeterli olmazsa 3, 6 ve 12.aylarda yağ enjeksiyonları tekrarlanarak istenen hedefe ulaşılır. Daha sonraki yıllarda yılda bir kez yapılması yeterli olabilir. Uzun aralarla uygulamalardan arzu edilen sonuçların alınması zorlaşmaktadır.

c. Kollajen: Aslen sığırlardan elde edilen kollajen uzun yıllardır kullanılmaktadır. Vücudun bağışıklık sistemi tarafından genellikle 3.haftada reddedilebilmektedir. Böyle bir durumda çevre dokularda aşırı reaksiyon sonucu şişme oluşur. Şişme kırışıklıkları birkaç ay saklayabilmektedir. Uygulamadan bir ay önce mutlaka alerji testleri yapılmalı ve cerrahın uygun gördüğü kadar izlenmelidir. Test yerinde oluşan kızarıklık, kaşıntı, şişme veya değişik alerji reaksiyonları dikkate alınmalıdır. Kollajen vücutta yabancı madde reaksiyonu yapacağından reddetme sonrası vücuttan atılacaktır. Avantajı ise hazır ampul formunda olup, geçici olarak kırşıklık ve çöküklere belli oranda fayda edebilmesidir. Dezavantajları alerjik reaksiyon, birkaç aylık etki göstermesi ve pahalı olmasıdır. Ayrıca enfeksiyon (iltihap), abse, yara oluşumu, ciltte soyulma, yara izi ve kitle oluşumu riskleri arasında yer almaktadır. Kollajern tipleri:

- Zyderm,  zyplast        (sığır kökenli kollajen)
- İzolajen (kişinin kendinden elde edilen kollajen)
- Dermalajen (insan kadavrası kökneli kollajen) 
- Artekoll (polimetilmetakrilat + sığır kollajeni)

İzolajen ve dermalajen sığır kollajenine göre daha az alerjik ve daha dayanıklıdır. Artekollün etkisi yarı kalıcı olup, zamanla hacmi azalır ama bir kısmı kalıcıdır.
d. Hyaluronik asit:  Laboratuar ortamında hazırlanan hyaluronik asitin alerjik reaksiyon gösterme eğilimi çok seyrektir. Uygulamadan önce test yapmaya gerek yoktur. Bu nedenle son yıllarda sadece hyaluronik asit kullanılır hale geldi diyebiliriz. Zamanla eridiklerinden, etki süreleri 4-12 ay arasında değişmektedir. Kişiden kişiye değişen kalıcılık süresine göre tekrarlanması gerekmektedir. Ciddi bir dezavantajı yoktur. Uygulamadan hemen sonra etkisini gösterir. Yaş sınırlaması yoktur. Alındaki kırışıklıklar, burun ve ağız kenarındaki kırşıklıklar, iki kaş arasındaki kırışıklıklar, göz kenarları, üst dudaktaki kırışıklıklar ve boyundaki ince çizgiler için kullanılmaktadır.  Hyaluronik asidin çeşitleri:

- Saf hyaluronik aisit içerenler:    hylaform, captique, juvederm, perlane, restylane,    
- Karışımında hyaluronik asit içerenler:   reviderm intra (dekstran+hyaluronik asit),

dermalive (akrilik + hyaluronik asit)


Perlane daha çok göz kenarları ve burun ve üst dudak arasındaki çizgilere uygulanır ve 6-12 ay arasında erir. Tekrarlanabilir. Karışım şeklinde uygulanan hyaluronik asit çeşitleri zamanla etkisi azalsa da kalıcı etki gösterirler. 

e. Fasya: İnsan kadavralarından elde edilen parçalanmış fasyanın enjekte edilen formları bütün dünyada popüler hale gelmeye başlamıştır. Uzun süre kalıcı ettisi bulunan bu enjeksiyon zamanla daha sık kullanılır hale gelecektir. Fascian adıyla dünya piyasalarında bulunmaktadır.

f.  Laktik asit:  Sculptura adıyla bilinen dolgu maddesi laktik asit içermekte olup, geçici etki gösterir ve tekrarlamak gerekir.

2. Sentetik dolgu maddeleri: Herhangi bir canlıdan elde edilmeyen yada biyoljik kökene göre üretilmeyen maddeler olup, en önemli sorunu yabancı cisim reaksiyonu ve enfeksiyon (erken yada geç) risikidir. Çevre dokularla reaksiyon oluşturduğundan doğal bir görünüm vermez. Sentetik dolgu maddeleri arasında silikon, silikonlu parçacıklar, gorteks, dikiş materyalleri, artecoll, gore-tex, soft form, hidrojel, hidroksiapatit, v.b. Tüm bu maddelerin avantaj ve dezavantajları vardır. Uygulanacak yere ve kişiye göre uygun seçim yapılmalıdır.

a. Sıvı silikon:  Vücut tarafından emilmediğinden kalıcıdır fakat geç dönem problemlere yol açmaktadır. Sıvı silikon, meme silikonunda olduğu koruyucu dış çeperi olmadığından çevre dokulara yayılıp, hücrelerin içlerine kadar girerek, ağır reaksiyonlara neden olmuştur. Hatta damar içine girerek dolaşıma katılıp, hastalara ölüme bile sebebiyet v

ismail 16-12-2009 12:38

    Kadın sağlığı hakkında

    Ferah ÇETİN

    Merhabalar benin iki kaş arasında derin iki çizgi var, yanaklarımda biraz sarktı. Bir cilt doktoru olan Dr. lale hanıma başka bir nedenle gittiğimde hemen bu çizgiler ve sarkma dikkatini çekti. Et benlerini yakarız biter fakat bunları dolduralım dedi. Ben çok fazla hastalıklarım olduğunu allerjik olduğumu kendisine söylediğimde hiç bir yan etkisi allerji ve hastalıklarınızla ilgili sıkıntı verebilecek bir durumu bulunmamaktadır. on dakikada sinek ısırığı olarak bile duyamayacağınız şekilde farkına varmadan dolduracağız dedi. Vew yapılırken ben bağırdım anlatamayacağım şekilde ağrıdı. özellikle iki kaş arası burada et yok ya ondan dedi. şişti. Tekrar gittim neorotin c mi ne (yanlış yazıyor olabilirim) sürülecek bir merhem verdi. sürdükçe agrı veren şişlik kayboldu gibi oldu fakat içlerinde leblebi gibi sertlikler ve zaman zaman şişiyor şiştiğinde ki ağrı hiç geçmedi. Daha sonra ben başka hastalıklarımla uğraşmak zorunda kaldım. Bir tanesi ise ileri derecede allerjik astım daha önce sadece çok fazla karşılaştığım bir toz olduğunda birde anevrizma embolisi yapıldığında (saruhan Çekirge ) tarafından anestezide kullanılan bir ilaç dışında ileri durumda bir sorunum yoktu bu durumla ne derece bağlantılı bilemiyorum fakat daha sonra aklım başıma geldi ve dolgu yapıldığında bendeki bu durumun normal olmadığını algıladım. Bana geçer allerji olmuş şimdiye kadar ilksiniz demekki hassasmışsınız demişti doktor. Ve ben çok ileri derecede kedi köpek çayır çimen toz akar mayt ne varsa hepsine allerji oldum ki bu olaydan önce benim evde kedimde vardı. Ve ben ilk nefes darlığımda koah oldum zannetmiştim. Allerjikmiş. Detaylı yazıyorum çünkü alnımda hala bazı bazı şişme oluyor yanak altlarındakilerde mercimekten büyük sertlik geçmiyor. alnım şiştiği zaman yeni dolgu yapılmış gibi şiş ve ağrılı oluyor. Acaba dedim allerjimi tetikleyen ve beni neredeyse yaşanmayacak hale getiren durumun altında yatan neden bu mudur? Ayrıca da bu durum nasıl tedavi edilir. Tedavi edildikten sonra daha çok güvenilir bulduğum ve allerji yapmayacak bir dolgu maddesiyle kendi yağ dokumda olabilir yeniden oralara dolgu yaptırmak istiyorum. alnımın ortasında ki iki çizgi derin bir yara izi gibi... Tabii şişliğin geçtiği bazı zamanlarda.

    Şimdiden çok tesekkur ederim.

     

    Ferah ÇETİN

    11-12-2012 13:57
      Gelişmiş editor için Javascript açık olmalıdır
      Cilt Bakım Malzemeleri © 2009
      Güzellik Bakımınız İçin Gerekli olan tüm Bilgiler Sitemizde Bulunmaktadır.
      Bilgiler tedavi amaçlı değildir. Her zaman öncelikle doktorunuza danışın.Sitemizdeki resimler üretici firmalara aittir